Tıpkı günlük hayatımızda olduğu gibi sosyal medyada da insanlarla konuşurken bir iletişim tonu kullanıyoruz. Nasıl kendi hayatımızda tanımadığımız birine ‘sen’ hitabı ile konuşmuyorsak dijital platformlarda da bu iletişim tonumuzu korumamız gerekiyor. Özellikle bu tona dikkat edilmediğinde her iki tarafı da rahatsız eden durumlar ortaya çıkabiliyor.

Sosyal medyada, yazdığımız şeyleri göndermeden önce okuyabilme şansına sahibiz. Bu özellik, günlük hayatta sahip olmadığımız bir ayrıcalık. Dolayısıyla sosyal medyada yapılan ve anlamı düşünülmeden gönderilen mesajlar, günlük hayattakinden daha fazla tepki alabiliyor. Bunun önüne geçmek için yazdığımız mesajları göndermeden önce son kez okumalı ve karşı tarafın yanlış anlayabileceği noktaları düzeltmeliyiz.

Dijital platformları kullanırken, başka insanların hayatlarıyla ilgili birçok resim ve yazı gibi materyallere hızlıca ulaşabiliyoruz. Bazen bu durum, bize bu materyalleri kullanabilme özgürlüğü tanıyormuş hissi yaratabilir. Ancak kişilerin sosyal medyada paylaştığı görsel ve bilgiler yine o kişinin mülkiyetinde oluyor. Bu sebeple başka kişilerin bilgileriyle ilgili bilgi paylaşmaktan kaçınmalıyız. Aynı zamanda başka insanların da bizim bilgilerimizi paylaşmasına müsaade etmemeliyiz.